ASTROID - LESSON LEARNED: ANKARA’DA DERSİNİ ALMIŞ BİR ROCK GRUBU
Röportaj/Fotoğraflar: Melike Serin
Ankara müzik sahnesinde yerini edinmeye başlayan stoner rock grubu Astroid, şubat ayında yayımladıkları Lesson Learned isimli ilk albümleriyle dinleyicilerin karşısına çıktı. Bizi de prova günlerinden birinde, aynı zamanda albümün kayıtlarını yaptıkları yer olan Retro Yapım Stüdyosu’nda ağırladılar. Onlarla, yaptıkları müzik, grubun kuruluş hikâyesi ve yeni albümleri üzerine konuştuk.
Biraz klişe sorularla başlayacağım, öncelikle kendinizden ve Astroid grubundan bahsedebilir misiniz? Grup nasıl bir araya geldi, ne zaman birlikte müzik yapmaya başladınız?
Kıvanç Toprakçı: Gruptaki herkes zaten yıllardır çok sevdiğim arkadaşlarım. Benim daha öncesinde 2000'lerin başında ‘Catwalk’ diye bir grubum vardı, Dört-beş sene kadar aktifti. Konserlere, bar programlarına, festivallere katılmıştık. O da yine böyle bir arkadaş grubuydu. Sanırım böyle dinamiklerle daha iyi anlaşıyorum, Astroid de o şekilde, şimdi tam gaz devam ediyor.
Ufuk Özgen: Ben Ufuk, bas çalıyorum grupta. Lise döneminden beri tanışıyoruz. Onur, Kıvanç ve ben aynı lisede, aynı dönemde okuduk. Alper'le de o dönemde tanıştık.
Astroid öncesi bir grubunuz var mıydı?
Ufuk Özgen: Vardı. Biz Onur’la lisede müzik yapıyorduk. Onur, Kıvanç ve Alper'in de farklı farklı grupları vardı. Astroid'in hemen öncesinde cover çaldığımız bir oluşumumuz vardı. Sonra pandemi zamanında “Niye kendi müziğimizi yapmıyoruz?” dedik ve 2021'de o grubumuz Astroid’e evrildi.
Onur Çığın: 2021 yılından önce Ufuk, Kıvanç ve ben buluştuk. Başka bir gitarist arkadaşımız vardı. Stüdyoya gidelim coverlar çalalım diye düşündük, 2 sene kadar onlarla çaldık. O sırada Alper’in rutin programları olan bir grubu vardı. Alper o gruptan ayrılınca “başkası kapmadan biz kapalım” dedik.
2019 gibi “gidelim şarkı çalışalım, belki bir yerlerde çalarız” diye düşündük. Sonra “kaç yaşına geldik çocuk gibi cover mı çalacağız, kendi şarkılarımızı yapalım” dedik. Alper'in de besteleri varmış bize birkaç tanesini dinletti. Üzerine bass, davul, vokal yazıp başladık.
Alper Tüt: ‘Singles’ diye bir cover grubum vardı, grunge coverları yapıyorduk. Yaklaşık her hafta sahneye alıyorduk. Sonra biz bir araya gelip çalışmalara başladık. “Şarkı yapalım” dedik ama hiçbirimizin bu konuda bir deneyimi yoktu.
Alper’in besteleri üzerinden ilerleyerek mi başladınız?
Alper Tüt: Benim bestem demek aslında doğru olmaz, hiçbiri tam olarak bitmiş besteler değildi. Bazı riffler vardı onları beste haline getirdik. Hep birlikte yaptık yani. Başlangıçta sadece benim değil Ufuk’un da getirdiği şeyler vardı. Bir başka destek aldığımız kişi de Barış. Barış da burada Retro Stüdyosu’nda prodüktörlük ve aranjörlük yapıyor. Bize “şarkıları bitirin, kayıt yapalım” önerisinde bulundu. Biz de kayda girdik, bu süreçleri gördük ve albümü yaptık.
Yakın zamanda ilk albümünüz çıktı. Biraz albümün üretim sürecinden bahsedebilir misiniz? Kayıtlar nasıl geçti, neler yaşadınız?
Kıvanç Toprakçı: Şarkıları yapınca elimizde kayıtlı bir şey olması gerektiğini hissettik. Onur, bunu hep söylüyordu; “kayıtlı bir şey olsun ki üzerine çalışmamız da geliştirmemiz de daha kolay olsun”. Sonra Alper'in bahsettiği arkadaşımız Barış İstanbul'dan Ankara'ya gelince kayıt imkanımız oldu. Zorlandık mı? Çok da zorlanmadık aslında. Şarkı yapma süreci de şöyle oluyor: Biri riff getiriyor, diğeri bir melodi buluyor, oradan gelişiyor. Sözleri de son saniyede yazdık gibi oldu ama daha çok Ufuk ve Onur yazdılar. Çok da zorlanmadık diye düşünüyorum.
Fikir ve karar verme aşamalarınız nasıl ilerliyor? Çatışmalar oluyor mu?
Kıvanç Toprakçı: Çatışma çok var bizde, zaten o şekilde gelişiyor aslında. Biz öyle iletişim kurmayı biliyoruz, iletişimi o şekilde kurduğumuz için normal ilişkimiz de öyle. O yüzden müziği de böyle yapıyoruz gibi.
Ufuk Özgen: Yaratıcı süreçte çatışmayı daha argümanlar üzerine kuruyoruz.
Kıvanç Toprakçı: Çatışma değil de herkes ortaya bir şey koyunca enteresan oluyor. Çatışmaya çabalıyoruz, ikna olmak da istiyoruz.
Ufuk Özgen: Öğreniyoruz da bu şekilde. En az müzik tecrübesi olan benim grupta. Ben bu süreçte bir sürü şey öğrendim diyebilirim.
Bu albümü yaparken aldığınız referanslar var mıydı? Kişisel ya da ortak aldığınız kararlar var mıydı belirli bir ton yakalamak için?
Alper Tüt: Bizim çok erken yaşta arkadaş olmamızın, sevdiğimiz şeylerin büyük bir kısmının ortak olması gibi bir avantajı var. Biz de genelde bunlar üzerinde mutabık olmaya karar verdik, onlar üzerinden yola çıktık. Oradan biraz taşa taşa o sınırlardan yolumuzu bulduk. Aldığımız referanslar için cover yaptığımız şarkılardan yola çıkarsak: Queens of the Stone Age, Alice in Chain, Nirvana. Bunlar ortak kesişim noktalarımız ama herkes bambaşka şeyler dinliyor tabii.
Onur Çığın: Evet, her birimizin ayrı ayrı dinlediği müzik de çok farklı. O yüzden bir şarkı yapmaya kalkıştığımız zaman hepimiz yaklaşım olarak farklı bir yerden tuttuğumuz için ortaya bizim karışımımız gibi bir şey çıkıyor. Ama sonuç kimsenin başta kafasında tasarladığı şarkı gibi çıkmıyor. Başımıza çok geldi bu. Mesela birimiz küçük bir şarkı fikriyle geliyoruz ama bitirdiğimizde bambaşka bir şeye dönüşmüş oluyor. Orada kavga ediyoruz, tartışıyoruz; şarkılar da o şekilde çıkıyor.
Albümün bütün çalışmalarını aslında müzik stüdyosu olmayan, ev ya da Alper'in atölyesi gibi yerlerde yaptık. O da belki soundumuzu etkilemiştir diye düşünüyorum. Kıvanç özelinde mesela; davulumuz yoktu şarkıları çalıştığımız yerlerde. Hep melodik olarak gitarlarla ve baslarla çalıştık. Sonra stüdyoda davulları ekledik. Artık stüdyomuz olduğu için sonraki şarkılarımızda çok daha iyi, daha güçlüyüz. Çünkü davulumuzun da olduğu bir odamız var, artık davulları da şarkı yapım aşamasına dahil edebiliyoruz.
Ufuk Özgen: Ben bu arada pop müzik sevdiğimi farkettim. Kullanılan enstrümanlar falan çok önemli değil ama popun içindeki mekanikleri seviyorum ben.
Onur Çığın: Bir işin, bir müziğin, bir şarkının milyonlarca insana ulaşıp da tutması beni etkiliyor. Bunun neden böyle olduğunu çözmeye çalışıyoruz.
Şarkılarınızı üretirken bu dinamiklere dikkat ediyor musunuz?
Alper Tüt: Şarkıların dinlenmesi üzerine kafa yoruyoruz ama çok dinlenen bir müzik yapalım diye bir kaygımız da olmadı.
Astroid grubu kurulduktan ne kadar süre sonra konser vermeye başladınız?
Kıvanç Toprakçı: İlk konserimizi geçen sene verdik. Congulus'un gitaristi Cihan destek verdi bize birlikte çalalım diye, onlarla ilk konserimiz oldu. Onun öncesinde iki sene kendi kendimize çaldık, zaten o sırada pandemi vardı. O süreçte de hazırlıklar ve şarkılar yapıldı. 2024'te de ilk konserimizi verdik.
Yaptığınız müziğin Türkiye'de bir karşılığı olduğunu düşünüyor musunuz? Ya da böyle bir kaygınız var mı?
Kıvanç Toprakçı: Hiç öyle bir kaygımız yok ya bence. Karşılığı da var mı? Bilmiyorum.
Ufuk Özgen: Bu konuyu belki de şuradan almak lazım; yaptığımız müziği biz nereden edindik? İşte orada çocukken keşfettiğimiz albümler, babamız, kuzenimiz ya da birisinden, televizyondan, radyodan duyduğumuz bir şeyler devreye giriyor. Doğrudan içine doğduğumuz bir şey değil yani yabancı bir kültür. Dolayısıyla karşılığı var mı sorusu, var ki biz de bu müziği burada öğrendik. İkinci el olmakla beraber biz de burada edindik bu tarz müzikle ilgili şeyleri. O yüzden karşılığı bu anlamda var. Ama karşılığı Onur'un dediği anlamda kitlelere yayılması anlamında yoktur, olmayacak zaten.
Bu şarkı daha çok dinlenir, bu tutmaz dediğiniz tahminleriniz oldu mu? Nasıl sonuçlarla karşılaştınız?
Onur Çığın: Benim tahminlerim hiç tutmadı. “Bu şarkıyı hiç kimse dinlemeyecek” dediğim şarkılar insanların en hoşuna giden şarkılar oldu. Benim bir arkadaşım Ayça mesela ‘After Party'i çok seviyormuş. After Party'i kayıtların sonuna kadar çok da ilgi gösteremediğimiz bir şarkı olmuştu. Ya da ben mesela ’Seance’ şarkısını çok seviyordum, kimse çok sevmiyor o şarkıyı. Barış’ın bile kaydederken en sevmediği şarkı benim en sevdiğim şarkıydı.
Albümden en çok sevdiğiniz şarkı hangisi?
Onur Çığın: ‘The High Five Of Doom’.
Alper Tut: Benim de o galiba.
Kıvanç Toprakçı: Benim sanırım ‘Stalemate’.
Ufuk Özgen: Benim yok. Hepsini ayrı ayrı seviyorum.
Alper sen kendi gitarlarını kendin yapıyorsun diye hatırlıyorum. Bu Astroid ile mi başladı yoksa daha öncesinde mi?
Alper Tut: Daha öncesinde vardı, merak ve gazla öyle bir işlere girdim. Bu albümde de mesela tüm şarkıları benim yaptığım gitarla kaydettik. Tüm şarkılarda benim işçiliğimi dinleyebilirsiniz.
Astroid ismi nerden geliyor?
Alper Tüt: Bir yıl falan sürdü değil mi karar verme sürecimiz. Masada bir sürü farklı isim vardı.
Onur Çığın: İlk Mons’tu grubun adı, onu da Kıvanç bulmuştu.
Ufuk Özgen: Diğer gezegenlerin üzerindeki dağlara verilen isim Mons. Oradan da Astroid'e evrildi aslında.
Görsel kimliğinizin üretim sürecinden bahsedebilir misiniz? Karara nasıl bağlanıyor bu süreçler?
Ufuk Özgen: Esas bu alanda kavgalar dönüyor. Müzik işi kolay, bir şekilde oluyor da esas kanlı alan orası.
Onur Çığın: Alper en son düzeltmeleri veriyor. Çünkü görsel olarak aramızdaki en eğitimli kişi o.
Alper Tüt: Ama asla benim dediğim olmuyor.
Ufuk Özgen: Orada esas popülerlik meselesi devreye giriyor. Zaten bunu milyonlarca insan görmeyecek ki, o zaman ona göre mi yapalım yoksa yapmayalım mı?
Alper Tüt: Bu konu aramızda çok konuşuluyor ama biz öyle hareket etmiyoruz. Eskiden müzik gruplarının görselliği daha önemliydi. Çünkü albüm satın alma ve konser afişlerini sokakta görmek günlük yaşamın bir parçasıydı. Şu anda albüm kapağını biz bir santime bir santim bir Spotify kutucuğunda görüyoruz, o yüzden üretim sürecinin dinamikleri de değişiyor. Eskiden plak basarken, CD basarken bir kapağa istediğin kadar ayrıntı girilebiliyordu ama şu an öyle değil. Afişler de aynı şekilde. Afişleri insanlar sokaklarda değil Instagram’da görüyorlar.
Albüm kapaklarınızı, single kapaklarınızı kim çizdi?
Alper Tüt: Tasarım ve tema bana ait ama illüstrasyonunu Erdal Durmuş çizdi. Bundan yaklaşık 12 sene önce Erzurum’da askerlik yaptım. Tarlalara korkuluklar koyarlar ya orada da aynı mantıkla diğer kargalar görüp gelmesin diye tarlalara bir tane kazık çakıyorlar ve o kazığa ölmüş karga bağlıyorlar. İlginç bir şekilde bu işe yarıyor, ben görünce şok olmuştum. Bu temadan yola çıkarak ilerledik.
Bundan sonraki süreç için planlarınız neler?
Ufuk Özgen: Ankara'da daha çok konser vermek istiyoruz.
Onur Çığın: Yeni bir single üzerine çalışıyoruz şimdi..
Ufuk Özgen: Klip de düşünüyoruz. Büyük prodüksiyonlu bir klip olur mu bilmiyorum, biraz fırsatlara bağlı. Ya da klip gibi değil ama belki canlı performans kaydı olabilir.
